Hay sizin sigaranıza…

Hep olumsuzluklar da olmuyor yahu memlekette. Geçen hafta meclisten çıkan bir yasa var ki, Cumhuriyet’in ilk yıllarında kadına seçme ve seçilme hakkını veren ülkemizde uygulanabilirse benzer yasa gibi bir övünç kaynağı olacak. Bahsettiğim yasa sigara yasağı olarak bilinen ve halka açık kapalı alanlarda sigara içilmesini kayıtsız şartsız yasaklayan yasa. 20 sene öncesinde duman altı otobüslerde şehirler arası yolları kateden halkımız önce “Yok bu yasa uygulanamaz!” diyecek...

Kıskanç

Sakın bir söz söyleme, yüzüme bakma sakın!
Sesini duyan olur, sana göz koyan olur.
Düşmanımdır seni kim bulursa cana yakın,
Anan bile okşarsa benim bağrım kan olur…
Dilerim Tanrı’dan ki, sana açık kucaklar
Bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun.
Kan tükürsün adını candan anan dudaklar,
Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun!

buraya bakarlar

Alibeyköy Meydanı ve Özçelebioğlu plaza

Bir pazar sabahı (sabah dediysem bildiğin sabah hani, 7 filan) gözleri henüz açamadan dakikalarca yürümüş, açık bir ekmek fırınından iki poğaça kapmış, minibüse binmişim. Buz gibi araca ilk binen benim, hatta henüz şöför bile binmemiş. Hemencecik 3-5 kişi daha gelse de kalksa diyorum ama kime diyorum alo? Beşiktaş’tan başlayan güzergahta Barbaros, Gayrettepe, Levent filan derken Yapı Kredi Plaza’nın oraya geliyorum.

Facebook üzerine dakikada 4 geyik

En başta belirtmekte fayda var, bu yazının amacı facebook iyidir veya kötüdür demek değildir. Facebook’a giydiren bir yazı buldum, bunu süperwallda forward ederim karizma yaparım umuduyla okuyan varsa hayal kırıklığına uğrayacaktır. Yazı, kısıtlı imkanlarına rağmen internet hadisesini başka boyutlara taşıyan ülkemiz gençliğinin bu siteye ilgisi sonucu facebook’un bir çılgınlık halini alması ve necip Türk basınının her popüler olaya olduğu gibi buna da cahil yaklaşımı neticesinde...

Düyunu Umumiye-i Türkiye

Üst üste gelen özelleştirmeler, buradan gelen milyarlarca dolarla ödenen dış borçlar ve ekonomideki sanal gelişmeler, cari açığın hızla büyümesi, sıcak para tehlikesi derken çoğumuzun aklına gelen “Peki Tüpraş’ı, Petkim’i satıyoruz da, ya sonra?” sorusu. Geçenlerde gözlerden kaçmadıysa hepimizin okuduğu akarsuların özelleştirilmesi ve “Ne yani boşa mı aksın bu sular?” açıklamaları.

zapatista ordulari Fasulyeden

Tarihte bugün: 3 Ocak

“Zapatista Hava Kuvvetleri” Meksika ordusunun bir kışlasını binlerce kağıt uçakla bombardımana tuttu. Kağıt uçaklarda şu not yazıyordu: “Askerler, biliyoruz ki yoksulluktan hayatlarınızı ve ruhlarınızı sattınız. Ben de yoksulum, milyonlarca diğer insan da öyle. Ama siz bizi sömüren Zedillo’yu ve onun kalantör çetesini savunduğunuz için yoksulların yoksulusunuz.” (3 Ocak 2000)

Ya Basta! Viva Zapata!

siyular baskaldiriyor Fasulyeden

Siyular başkaldırıyor!

Geçtiğimiz günlerde bağımsızlıklarını ilan eden Siyular 150 yıl önce atalarının (Oturan Boğa, çılgın at filan işte) ABD ile imzaladıkları anlaşmayı tek taraflı olarak fesh ettiklerini açıklamışlardı. Şimdi de ABD’den 24.3 milyon hektar toprak talebinde bulunmuşlar. Yürüyün ulan! Arkanızdayız valla!

01 Ocak Dünya Başağrısı Günü

“Belli mi olur hacı be, belki güzel olur ha ne dersin” tadında, şarap tadı ağzında, çerezi az mı aldık acaba, kim çıkıcak şimdi, götün donar dışarıda, sibel can hangi kanalda, tarkan var olm trt’de, nerde bu kumanda, lan kapayın şunu, gelin yamacıma muhabbet burada, başım mı dönüyor nedir sonunda, aha midem ağzımda, lan lan lannnnn, siktir git lavaboya… 2oo8 kovalasın alayınızı, bok vardı, gittik girdik… Kutlu olsun…