Fenerbahçe’den umduğunu bulamayan bünye, aradığı coşkuyu Güney Amerika sırtlarında, Arjantin dolaylarında arar. Napsın başka?
Gerçi Boca da insan üzmesini iyi bilir. Burda insan üzme var.
Boca Juniors: 1 River Plate: 1
Turkuvaz Medya Grubu’nda, yani Sabah ve ATV’de süren grev bugün itibariyle 67. gününe girdi. Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin olumsuz sonuçlanmasıyla birlikte İstanbul Balmumcu, Sefaköy ve Ankara Balgat’ta çalışan Sabah, ATV ve grubun dergilerinde çalışanlar yasal greve başlamışlardı. Turkuvaz Medya Grubu ise ihtiyadi tedbir çerçevesinde grevin durdurulması istemi ile mahkemeye gitmiş, mahkeme ise bu talebi reddetmişti. Grup bu karardan sonra kanunlara aykırı şekilde greve dahil olan...
buraya bakarlar

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı‘nın alamet-i farikası anlı şanlı makamlara ilkokuldan bir afacan getirip, bir günlüğüne o makamı teslim etmektir. Bir günlüğüne dediğime bakmayın, lafın gelişi elbette. En fazla 15-20, bilemedin 30 dakika. Basın mensupları gelir, 2-3 kare poz alır, yalancıktan “Evet, Ahmet bugün Başbakan sensin, ilk icraatın ne olacak?” diye sorarlar, yavrucak da sınıf öğretmeninin, okul müdürünün, ilçe ve il milli eğitim müdürünün onayından geçmiş...
Veritas Latince gerçek anlamına gelen bir kelime. Harvard Üniversitesi’nin mottosu. Aynı şekilde, Türkiye’de de Bilkent Üniversitesi’nin ambleminde -İngilizce versiyonunda- kendisine yer bulur. Gülen Cemaati’nin resmi yayın organı Zaman ve omurgasız haberciliğin ağababası Cihan Haber Ajansı bünyesinde oluşturulan bir araştırma servisinin de kısa adı aynı zamanda. Uzun adı Cihan Veri Toplama ve Araştırma Servisi olan kuruma kısaca Veritas diyor şakirtlerimiz. Başarılı bir kelime oyunu aslında.
Bogdan Tanjevic… Geçtiğimiz haftalarda bir gazetede çıkan sözleri ile gündeme oturmuş. Ne demişti Tanjevic? Özeti şu:“Milli Takım’daki diğer oyuncular hayvan mı ki parkede ciğerleri patlayana kadar mücadele edip, canla başla savaşıyorlar? Milli forma kutsaldır. Bize de milli forma için canını verecek, o formanın onuru için savaşacak oyuncular lazım”. Yine geldik “Vatan Millet Sakarya” edebiyatına… Ben de milli formayı giyen oyuncularımızın bu şekilde mücadele etmesinden yanayım ya da en azından...
Tevfik Fikret, 1867 İstanbul doğumlu Türk şair ve edebiyatçıdır. Servet-i Fünun edebiyatının önde gelen temsilcilerinden olan Fikret, şiirlerinde özgürlük, adalet ve ilerleme fikirlerini işlemiş, toplumcu anlayışı benimsemiştir. Eğitimcilik yönüyle de tanınan Fikret, Galatasaray Lisesi müdürlüğü yapmış, şiirleriyle Türk edebiyatına yenilik getirmiştir. Başlıca eseri “Rübab-ı Şikeste”dir. 1915 yılında İstanbul’da yaşamını yitirmiştir. Tevfik Fikret’in Han-ı Yağma şiiri...
Az önce çok feci şekilde utandırıldım. Türkan Abla utanmama sebep olan. Neden mi? Türkan Abla kanserle olan savaşının ortasında, haksız yere başka savaşlara sokulmaya çalışılmasına rağmen, ülkesi ve ilkesi için bu denli emek sarf edip yine de devlet tarafından suçlu konumuna düşürülmesine rağmen, yaşadığı sağlık sorunu yüzünden bu denli zayıf düşmesine rağmen, yine de hala savaşıyor, yılmıyor, “hodri meydan” diyor.
O kadar tribün peşinde koşturuyoruz, bağırıyoruz, çağırıyoruz. Peki bunları kimin için yapıyoruz? Tamam arma, forma, şan, şeref, renkler için tabii ki, ama saha içinde de etki alanımızda bulunan sporcular var. Somut olarak verdiğimiz desteğin hedefi en nihayetinde onlar. Deplasman yasağının olmadığı her maçta sahadaki her adamın destekçisi var tribünde. Ya kimin yok? Gariban hakemlerin. Bu noktadan sonra olay kopucak, ütopik noktalara kayacak hatırlatayım.
Son Mudahaleler