Kamuoyu gündemini meşgul edecek olan, yeni oyuncağımızın ismi Nabucco. Çok değil, birkaç gün daha bu konu ile yazılacak, çizilecektir. Sonra da proje bitimine, hani 2015’ler filan, kadar unutur, o zaman yeniden hatırlarız. Avrupa Birliği’ne biz giremedik, ve hatta yanından bile geçemedik ancak TV kanallarının, gazete sayfalarının avaz avaz anlattığına göre bizden önce borumuz giriyor yaşlı kıtaya. Aferin bize. Lakin nedir bu boru hattı ve bize ne getirecek dediğinde, verilen cevaplar...
Hiçbir zaman işe yaramaaycak gereksiz isimleri hafızasında tutmayan , bu nedenle serbest çağrışımlara maruz kalmayan hafızalara imreniyorum. (Bkz. Yazının görseli) Balıktan anlayan insanlara çok imreniyorum. Gri bi mahlukat işte. Nasıl biliyorlar anlamıyorum. “I ıh bu barbun, taze ama, ızgarası olmaz bunun, Karadeniz’den göçer bunlar, mevsimi değil, yavru daha…” Hem tutar, hem pişirir, sofrayı da kurduğu gibi otomatikman kendi kaldırır. Balık tutma işiyle uğraştığı için...
buraya bakarlar

Geleneksel San Fermin Festivali bu sene de yaz dönemi TV haberciliğinin güzide öğelerinden birisi oldu. Bu sene sürüden ayrılan bir boğanın saldırısına uğrayarak, boynundan ve akciğerlerinden boynuz darbeleriyle yaralanan bir kişi yaşamını yitirmiş. Her sene onlarca yaralı çıkarıyor festival ama daha önceki ölüm 1995 yılında yaşanmış. Ne diyeceğini bilemediğin zamanlarda en makulu babaanne tepkisidir bazen: “Ee ama müstehak size! Bak bak, manyaklara bak!” Şu kalabalığı...
Cumartesi gecesi Topkapı Sarayı’nın birinci avlusunda dünyaca ünlü piyanist İdil Biret ve kendisine eşlik eden The Whitehall Orkestrası’nın konseri varmış. Konser bir şarap markasının sponsorluğunda gerçekleştirilmiş ve bu marka konsere gelen yaklaşık 2000 konuğa şarap ikram etmiş. Vakit Gazetesi’nin “Mukaddes avluda şarap küstahlığı” temalı “Bir ülke böyle yıkılır” başlıklı haberi etki yapmış olucak ki 100’e yakın Alperen Ocakları üyesi genç Topkapı Sarayı’nı basmaya gelmiş. Tekbir sesleri...
[poll id=”1″]
Emekliye 11 TL zam yapmayı uygun bulan devlet, o emeklinin oğlunun üniversite harcına fahiş oranlarda zam yapmayı uygun buldu. Aşağıda verdiğimiz fiyatlar üzerine üniversite kurullarının %20’ye kadar arttırım yapma hakkı da bulunuyor. Ahh bir de, neredeyse hepimizin malumu olduğu üzere, okulu bir yıl uzatmanız durumunda %50, 2. yıldan itibaren %100 cezalı yatırıyoruz bu harç denen haracı. İşte üniversite eğitiminin paralı olması gerektiğini iddia eden bir adamın başkanlık yaptığı YÖK tarafından...
Osmanlı İmparatorluğu’nda 1800’lerin ikinci yarısında batılılaşma reformları çerçevesinde kölelikle ilgili bazı hükümler ortaya çıkmıştı. Gerçi, çok ciddi ve köklü bir toplumsal alışkanlık olmasından dolayı, yeterince etkili olmasa da, zaten kölelerine –nispeten- kötü davranmayan ender milletlerden birisiydi Osmanlı. Genç Türkiye Cumhuriyeti ise, 1925’te, henüz 2 yaşındayken köleliği yasaklamıştı. Yeni hükümetin yeni bir devlet kurma, çöken bir toplumu ayağa kaldırabilmek adına genelde sert bir...
Melih Gökçek’in nasıl bir düşünce yapısı, hayata bakışı var çok merak ediyorum. Yani nasıl bir şeydir acaba Melih Gökçek olmak? Nasıl bakıyor bu adam, nasıl düşünüyor, nasıl yorumluyor hayatı? Aynı şeyi yakıyoruz neticede, ama içeride nasıl bir işleme maruz kalıyorsa alınan ilginç sonuçlarla sen ben değil Melih Gökçek olunuyor işte.
Son Mudahaleler