İnsanoğlunun teknolojik aletleri koruma güdüsü beni her zaman güldürmüştür. Yeni alınan bir alete anlık bir itina gösterilmesi normal tabii de, misal koruyucu plastik zımbırtılar özenle muhafaza edilir ve aylar sonra bile kullanılırsa bu biraz takıntılı bir halmiş gibi gelir. Yıllar evvel kumandalar naylonla kaplanırdı bu ülkede. Sonunda kumandanın o kadar da mucizevi bir alet olmadığını idrak ettiğimizden olsa gerek vazgeçtik bu huyumuzdan. Hatta televizyonu izledikten sonra, üzerine kocaman...
Telefon kulübesi, Süpermen hikayelerinin en önemli figürlerinden birisidir. Clark Kent, müdahele etmesi gereken bir durum olduğunda, hemen ilk gördüğü telefon kulübesine girer, takım elbisesini çıkarır, altında gizlediği süper kahraman kostümüyle telefon kulübesinin içinden fırlar ve dünyayı kurtarır.
Telefon kulübesi, Clark Kent’ten Süpermen’e giden yoldur. Telefon kulübesi, Clark Kent’in içindeki Süpermen’i ortaya çıkarır.
buraya bakarlar

Tek kelimeli başlıklara daha çok meyilliyim bu aralar, iki kelimeden oluşan başlıklı kitapların daha çok sattığı araştırmasına göz kırpar şekilde. Devamlı bir yanında hangi milletten olduğunu bilmeden bir insanla bira içmek, şakalaşmak, onlara kendi dilinden küfürler öğretmek, sarhoş olup özgüven patlamasıyla yurdunu tanıtmak kulağa hep hoş geliyor. Barcelona’da okuyan arkadaşımın üniversiteden kankasına nerelisin diye sorup -bu örnekte- Slovakya cevabını alınca, hemen o ülkeyle bildiğin ne...
Özellikle, görsel medyada son dönemlerde bazı programlar var ki, bir baba olarak çocuklarımızın, gençlerimizin yarını için birşeyi vurgulamak istiyorum, hiçbir medya patronu gençliğimizin ahlaki erozyonuna fırsat vermemeli, ona zemin hazırlamamalı. Yarın öyle bir bela olur ki bu bela onları da çarpar, onları da vurur. Onun için güçlü olmaya mecburuz. Anneler, babalar, ‘Sadece okullarda bu işi çözerim’ diye düşünmeyin. Bizim de üzerimize düşen görevler var. Eğer son zamanlarda bazı arzu...
Geçen sene yazdığım facebook yazısından sonra bir facebook yazısı daha göndermeye karar verdim. Normalde “facebook yazısı” mavi renkli olurdu ve o yazıya link verirdi ama vermiyorum çünkü sağ üstte arama kutusu var, oraya facebook yazıp arayın. Bunu neden yapıyorum çünkü dea uğraşmış, arama kutusu yapmış, muhtemelen site istatistiklerini incelerken kim ne için kullanmış diye bakıyor, görüyor ki kutu haftada olsa olsa dört beş kere kullanılmış, sonra hüzünleniyor, kafasını öne eğiyor...
Sen sana ne sanırsan, ayruga da onu san,Dört kitabın manası, budur eğer var ise…
İlahi bir aşk ver bana, kandalığım bilmeyim,Kaybedeyüm ben beni, isteyiben bulmayım…
…damarda durmaz!
Şehiriçi köprülerle ilgili bir deyim vardır, işin ehli “Birinci köprü ikinciyi, ikinci köprü de üçüncüyü getirir. Bu bir köprü tuzağıdır” der. İstanbul’un beylik gündemlerinden birisi Üçüncü köprüdür malum. (Bu arada 3. köprü yazmak mı, üçüncü köprü yazmak mı daha doğru dilbigisi açısından? Bilemedim.) Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, 3. köprü ile ilgili imar çalışmalarının devam ettiğini, Ağustos ayı içerisinde tamamlanacağını, Eylül’de de ihale sürecinin başlatılacağını açıklamış. Ve eklemiş...
Son Mudahaleler