Ben bir “Ağa” bilirim, o da Taksim Cami’nin yan sokağında Hacı Abdullah’ın kankası “Ağa Restaurant”. Ne de güzel yaparlar özbek pilavını, yanında vişne kompostosu. Çık ordan ver kendini Tünel’e Galata’ya, gez Mısır Çarşısı’nda Sirkeci’de. Akşamına bir mırra söyle Tophane’de, nargile üfle. Benim bildiğim ağalık böyle olur, peki seninki nasıl oluyor açıklar mısın? Bu Ağa’nın hikayesi şu. Biliyorsun Fasulyeden’deki bu tayfa sabah akşam Türk dizileri izleyen adamlar. Sabah akşam bu...
Dün işten çıkarken ATM’den para çekmiştim. 3 tane 20’lik. Cüzdan da çektiğim paralardan başkası da yoktu kağıt olarak. 3×20, o kadar… Akşam eve gittim, yemek sipariş ettim. 11.75 tuttu. 20’liklerden birisini verdim çocuğa, “1,75 var mı abi?” dedi, “var” dedim. Cüzdanın bozukluk kısmı da sereserpe doluymuş, ordan 1,75 bulmaya çalışıyorum. Bulamadıkça terledim, terledikçe panikledim. Sanki çocuğun sabırsızlığı artıyor, ben 20 saniye içinde o parayı vermezsem yemeği vermeyecek, dönüp...
Güzel insandı… Güzel konuşur, güzel yazardı… Her söylediğine katılmazdım da, her söylediğine bakılan adamdı… Mekanı cennet olsun… Uçurumun kenarındayım hızır, Bir dilber kal’asının burcunda, Muhteşem belaya nazır, Topuklarım boşluğun avucunda, Derim yar adımı çağırır, Kaldım parmaklarımın ucunda, Bir gamzelik rüzgar yetecek, Ha itti beni ha itecek, Uçurumun kenarındayım hızır, Cihan hazır, Divan hazır, Ferman hazır, Kurban hazır, Uçurumun kenarındayım hızır...
İş yerinde yeni bir uygulama söz konusu. Uygulama değil de, sosyal sorumluluğa davet, telkin. Küresel Isınma teması adı altında ve bilhassa elektrikten tasarruf için, akşam çıkarken monitörü kapamak konusunda sık sık uyarılar yapılıyor. Bizim yönetici de, bu tip uyarılar karşısında askeri disiplinle tavır alıyor. “Tasarruf için monitörleri kapatmanızı rica ederiz” diye bir mail geldi, tamam, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Tüm monitörler kapanacak! Bunun istisnası, insiyatifi, esnek bir...
Kotlar “imaj” için beyazlarken, imaj uğruna giydiğimiz bu kotlar, onları beyazlatan biz kot işçilerinin hayatlarını karartıyor. Böylesine derin bir uçurumda ölüme sürükleniyoruz. Sadece Türkiye’de 10000′e yakın işçi hasta! Silikozis hastalığına yakalananların büyük çoğunluğu daha 20′li yaşlarda. Hastalığın etkisiyle değil koşmak, yürümekte bile zorluk çekiyor ve haliyle başka işlerde de çalışamıyoruz. Çoğumuz sigortasız olduğumuzdan, hiçbir sağlık ya da sosyal güvence desteği alamıyoruz. Yakın...
16 Eylül 2008’de değiştirmiştik tasarımı en son. Ufak, tefek, görsellerle oynama yazı tipini değiştirme filan gibi küçük sürprizler, belli belirsiz mutluluklar yaşasak da, 1 yılı aşkın süredir aynı tasarımla devam ediyoruz. Ve tabii çok normal olarak belli bir bıkkınlık, belli bir sıkıntı hali hasıl olmadı değil. En azından ayran gönüllü olan bendeniz de… O yüzden tasarım değiştirmeyi çok uzun zamandır düşünsem de, WordPress temalarında tam istediğimi bulamama ve css editleme konusunda...
Hükümetin ekonomik programını çok beğeniyorum. Tayyip Erdoğan’ı Allah başımızdan eksik etmesin, neydi o beylik cümleleri, hah, Cumhuriyetin 80 yılda yapamadığını, AKP hepitopu 7 senede yaptı. Bu tablo karşısında şapka çıkarması gerekirken tırıvırı yapan mantıktan ve izandan yoksun bir kitle var. Onları kınamaktan başka ne gelir elden? “Son Osmanlı: Yandım Tayyip” sinemalarda, gidin izleyin işte… Konuyu nereye getireceğim; 2009 yılı bütçe görüşmelerinin oldukça afaki, gerçek dışı...
Asrın projesi, Türk insanının Çin Seddi’nden sonra dünya kültür ve tarihine armağan ettiği ikinci büyük miras olan metrobüs’te ulaşım ücreti 2 liraya çıkartılmış. Günde 700.000 yolcu taşınıyor metrobüs ile. Tam bilet 2 lira, indirimli bilet 1 lira. Taşıma oranını 1/3 indirimli, 2/3 tam olarak düşünürsek (tamamen farazi, elimde istatistik yok) günde 1.166.700 TL gibi bir para ödüyoruz İstanbullular olarak. Ayda 35.000.000 TL; yılda 420.000.000 TL ediyor. Bir metrobüs aracı 1.200.000 Avro, yani 2...
Son Mudahaleler