İlk bahsedeceğimiz yere en son karalıyoruz. FasulyedenKom tanrıları bizi affetmeyecek bu yüzden. Gerçi asıl ironik olan sitede son zamanlarda hasıl olan ataletin en büyük sebeplerinden birisi ile ilgili siteye yazı yazmak, ama onu da geç yazmak. Şeym on yu! Fenerbahçe üzerine söyleyecek sözü olan blogları bir araya getirme amacını taşıyan Fenerblog.com yayına girdi. Gerçi nerden baksan 3 gün önce yayına girdi. (Yayına girdiğinin 3. saniyesinden ta bugüne kadar siteye bu yazının yazılmasını...
zavallı şeytan, bana ne verebilirsin ki? yükseklere göz dikmiş insan bilincini, senin gibiler kavrayabilir mi hiç? sendeki gıda doyurmaz insanı, elindeki kızıl altın, civa gibi, avucun içinden akıp gider, senin kumar masalarında, kimse kazanamaz, daha sarılırken başkalarına bakar, göndereceğin kızlar, vereceğin itibarın tanrısal gururu, kuyruklu yıldız gibi, kayar gider… bunları mı sunacaksın? göster bana bakalım, koparılmadan çürüyen meyveyi, hergün yeniden yeşillenen ağacı! urfaust /...
Erzurum, Erzincan ekseninde dönen yargı krizi ile ilgili iki satır yazmam lazım. Süreci ne kadar dikkatli takip ettiniz, bilmiyorum. Oldukça karışık ve gergin bir şekilde 3-5 günümüzün konusu olup yerini Balyoz darbe planına bıraktı. Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ise hala tutuklu. Süreci biraz başa alıp, daha yalın, daha sade bir şekilde anlatmak gerekiyor. Zira o kadar çok bilgi, o kadar çok görüş, o kadar çok cümle var ki, zaman zaman asıl görmemiz gereken resmi...
Kuvvetler ayrılığı diye bir ilke var. Yasama, yürütme, yargı kuvvetlerinin tek elde toplanamayacağını anlatıyor bu husus. Vatandaşlık derslerine giren komutanların anlattığı kadar biliyoruz biz de işte. Lakin önemli; diktatoryal rejimlerle, demokratik ve hukuka bağlı yönetimleri ayıran ince bir çizgi. Elbette Türkiye koşullarının ne derece bu imkanı sağladığını biliyoruz. Lakin Başbakan’ın ve iktidarın genel tavrı ve özellikle zat-ı şahaneelrinin torbasından çıkan son demeç kadar garabet içinde...
Ülkenin “siyaset mi hukuku döver, hukuk mu siyaseti?” tartışmalarına kanalize olduğu şu günlerde, naçizane bendeniz de gündemimizi biraz değiştireyim istedim. Zaten bu siteye siyasi içerikli bir yazı yazsam ne olur tahmin etmek bile istemiyorum. Yazılara yorum kanalıyla laf sokuşturmak daha çok işime geliyor sanırım. Konumuz Vancouver kentinde düzenlenen kış olimpiyatları. 5-6 Oyuncu ile katılmışız. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) başkanı Togay Bayatlı “Komite olarak...
Yeni bir şey söylemediğimi biliyorum ama ülke gündemi çok acayip arkadaş. Çok değil, daha 3-5 gün önce Tekel eylemleri ana haber bültenlerinin ilk sırasına yerleşmiş, kahve insanlarının yarısı Tekel işçilerine reva görülen muameleden ötürü hükümete küfrederken, çaycı da dahil kalan yarısı Tekelcilerin “On dönüm bostan, yan gel yat Osman” modunda hayat sürdüklerini, yaptıklarının aç gözlülük olduğunu söylüyor, onlara sövüyordu. Ne oldu, nasıl oldu bilmiyorum ama bir anda yargı krizi patlak verdi...
Hayır, ben sana top oynama demiyorum ki; hobi olarak gene oyna. Ne bileyim, Bursa’da otomobil fabrikasında düzenli bir işe gir, Tofaş olur, Renault olur; Cuma günleri şeflerle filan halı sahada oynayın işte… Hatta bak ne diyeceğim; düzenli hale getirin, her Cuma 10-11 abone olun kardeşim. Ne güzel işte, ter at, koş, vur, düş, kalk… Ama yapma abicim, milyon tane seveni, üzüleni, güleni, ağlayanı, eşref saatini ona göre ayarlayanı olan bir takımda forvet oynayacam diye tutturma...
Cuma Namazı kılmak ve eski Milletvekili Mustafa Baş’ın annesinin cenaze namazına katılmak üzere Eyüp Sultan Camii’ne gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, içeri alınmayan 70 yaşlarında bir erkek tarafından protesto edildi. Camiye alınmayan bu kişi, “Sen benim namazıma nasıl karışıyorsun. Padişah mısın?” diye bağırdı. Başbakan ise, yürümeye devam etti. Polisler tarafından ağzı kapatılarak susturulan yaşlı, Başbakan Erdoğan içeri girdikten sonra camiye alındı. Saat 12.25’te...
Son Mudahaleler