gk fanzin Fasulyeden

GK! Fanzin çıktı!

Mayis 2oo4’tü “Fanzine olma yolunda bi Webzine” yazdigimizda gencligiminkatilisin.com‘un kunyesine.. O zamandan bu zamana uzun zaman gecti.. Sitemizde Göztepemizle ilgili, Izmir‘le ilgili ve hatta baska takimlarla ilgili güzel ve dikkat ceken yazilar yayinlandi.. Hic beklemiyorduk ama GK!‘nin fanatikleri bile cikti. Uzaktan gorundugu gibi cokta kolay degil aslinda.. Kendin birseyler karaliyorsun ancak bir süre sonra yeni ve farkli gorüslerin yeralmasi...

Top benim değil!

Top benim değil, hiçbir zaman da benim olmadı. Emrah’ın da bisikleti olmamıştı mesela hiç. Ama benim bisikletim oldu, açık konuşmak gerekirse topum da oldu. Hatta futbol denen şeyi oynamayı bir gram bile beceremezken mahallede oynadığımız maçlarda yeralma sebebimdi o top. Sırf topu olduğu için oynatılan çocuktum ben, fasülyeden.. Maç başlayana kadar benimdi o top. Takımlar seçilirken de benimdi. Güzel bir duyguydu. Top benimdi.

subcommandante marcos ya basta Fasulyeden

Artık yeter!

Tüm gökler ve onları tahakküm edenleri bir defada değiştirmek -bunu yapabilmek için biz, isimsizler, yüzü olmayanlar, kendini ele verenler, profesyonel umutlular, biz, dağda olanlar, adımları karanlık olanlar, biz, saraylarda sesi olmayanlar, özel arazilerde yabancı olanlar, her zaman ölü olanlar, tarihin mülksüzleri, vatansızlar, geleceksizler, taze öfkenin sahipleri, keşfedilmiş hakikatin sahipleri, nefretin uzun gecesine uzanmış olanlar, sahici kadın ve erkekler.. En küçükler, en onurlular...

Boğazda sular ısınmakta…

Turkcell ‘Fena Halde Süper’ Liginde 21. Haftada Fenerbahçe ve Beşiktaş Şükrü Saracoğlu Stadında karşı karşıya geliyor.. Fenerbahçe – Galatasaray yaşattığı heyecanlar, ulusal ve uluslararası futbol mecrasında getirdiği ses sebebiyle dünyanın en büyük derbilerinden sayılıyorsa, Fenerbahçe-Beşiktaş maçları da tribün ve tribün dışı kapışmaları ile, tribün dünyasının merakla beklediği, maç öncesi ve maç sonrası tartışmaları ile ön plana çıkan bir maçtır..

23 Şubat 1984

Ne garip, ben doğduğum günlerde Amerika Birleşik Devletleri komünizm tehlikesine karşın radikal İslamı örgütlüyordu yurdum toprakları ve çevresinde.. Bugün, yaşadığım onca yılın ardından geldiğim, getirildiğim noktada radikal islama karşı ılımlı İslam Cumhuriyeti Türkiye projesi ile karşı karşıyayım.. Dünya konjüktörü ne çok değişmiş meğerse benim aldığım milyonlarca nefesle birlikte..

Yalnızsın artık

“Yalnızsın artık, kalabalıklara bir yabancı daha eklendi” dedi. ”Nasıl, kim terk etti beni? Kim karıştı kalabalıklar arasına…” dedim merakla. “Görmek istemeyen bakmazmış. Bakmadığın için görmüyorsun haliyle” dedi ve ruh penceremden çıkıp, beni dertlere düçar eyledi. Buradayım yine, odamda, yatağımda. Yitip giden her düşün ardından kendimle baş başa kaldığım tek yerde. Kalabalıklar yok burada. Yalnızım. Belki de o haklı. Ben kalabalıklara karışamıyorum. Hep uzağım onlardan, karıştığım...

Artistlik yapma lan!

Başbakanlarına toz konduramayan, her fırsatta methiye düzmeyi seven Türk medyası onun mahalle ağzı ile konuşan bıçkın delikanlı modelini Kasımpaşa sokaklarından yetişmesi ile öyle güzel bağladı ki hepimizin gözünde “halk adamı Recep Tayyip Erdoğan” imajı çizilmeye çalışıldı.. Bu sevimsiz üslub çizilen “halk adamı, o içimizden birisi” imajı ile sevimli hale getirildi.. Çoğunlukla başarılı da olundu.. Hepsini bir yere kadar önemsiz görmek mümkün. Önümüzde değiştirdiğini...

Bilgisayar virüsü 20 yaşında

Tam 20 yıl önce bir floppy diskte ortaya çıkan ilk bilgisayar virüsüne “Brain” adı verilmişti. O günden bu yana yazılan virüs sayısı ise 150 bini geçti. Bilgisayar kullanıcılarının baş ağrısı PC virüsü 20 yaşında. Şimdiki virüsler gibi geniş çaplı bulaşma gücü olmayan Brain virüsü, sadece aralarında bu virüsü barındıran floppy diski değişen bilgisayar kullanıcılarını etkilemişti. Brain virüsünün kaynağı tam olarak bilinmese de kendi yazdığı ve sattığı bir yazılımı korumak isteyen...