Metrobüs Kazası
Dün metrobüs ile Mecidiyeköy istikametine gidiyorum. Körüklü otobüste, tam körüğün yanındaki koltuklarda, gidişin tersine doğru sağ tarafta oturuyordum. Çağlayan durağına kadar girmek üzereydik ki önce acı bir fren koydu metrobüs, ardından kornaya bastı, dedim “werdure sıkı tutun oğlum giriyoruz bir yere”. Çat diye bir ses duydum, Ardından bir şeyi ezdik. Çığlıklar falan basıldı ön taraftan. Metrobüs durdu. Sağ tarafıma baktığımda yerde yatan adamı gördüm. Düşünün adama çarptık adam körüklerin yanında iken durabildi otobüs. Başından feci şekilde kanlar geliyor. Hemen fırladım ön kapıya doğru şöför şaşkınlıktan bana açıklama yapıyor. “Önüme birden çıktı” falan. Dedim ki boşver şimdi kapıyı aç.
Adamın yanına koşarak gittim. Resmen can çekişiyor. Kitleyi ellemeyin diye uyardım. 112’yi aramaya çalışıyorum. 112 telefonu açtı ama konuşamıyorum. Ses gidip geliyor. Benim telefonun boktanlığı muhtemelen. Orada toplanan millete 112’yi arayın diye seslendim, herkes telefon açmaya çalıştı. Tam 112 ile görüşürken tamamen tesadüfen boş bir ambulans yanımızdan geçti. El kol yaptık ama duracağını hiç zannetmiyordum bir yere gideceği düşüncesi ile. 200-300 metre ilerde ambulans durdu. Emniyet şeridinden ağır ağır gelmeye çalışıyor. Bir cesaret ile atladım E-5 e. Millete dur işareti yapıyorum yolu kapamak için. Sol şerit durdu, orta şeritte giden tek kapı mercedes kullanan kevaşe durdu, sağ şerit durdu. Bunun ardından ambulans kıçını sol şeride doğru vererek bariyerlere doğru yaklaşmaya başladı. Tam o sırada, o ambulansı yolda kalasıca, acı içinde can çekişmesi için dua ettiğim kevaşe bir anda gazlamaya başladı. “Ne yapıyorsun? 2 dakika dur!” demeye kalmadı devam etmeye başladı yoluna. Elime ne ara aldığımı bilmediğim tek dal yanmayan sigarayı arabaya attım. O an telefon olsa telefon, çekiç olsa çekiç atardım. İnsanlığına soktuğum…
Tabi tek şerit olduğundan bütün metrobüsler durdu. İnmeye başladı millet. Ambulansın içinde sadece sağlık görevlisi vardı. Doktor, hemşire falan yok. Yolcu olan bir hemşire ile sağlık görevlisi ilk müdahelenin ardından sedyeye alıp götürdüler. Adam hala hayattaydı. Sonrasını bilmiyorum. Gazetelere falan baktım ama bulamadım.
Anladığım kadarı ile adamı ezmemişiz, kafasını cama vurduktan sonra sol tarafa doğru savurmuşuz. Ezdiğimiz şey kaldırım, şoför sağa doğru kaçmaya çalışmış; ondan dolayı otobüs kaldırıma çıkmış bir süre. Muhtemelen kaldırımı ezmesek adamı ezerdik. Ah be abi, ne işin var orada? Üst geçit 2 adım ötede. Ayrıca kevaşe, senin de plakayı alıp burada millete afişe etmek isterdim ama telaştan aklıma gelmedi. Çok kızmıyorum sana artık. Suç sende değil, seni doğuran anada, o arabayı sana alan godoş kocada…
Bizim insanlarımızın uynaıklığındanmı yoksa yapılan durakların küçüklüğündenmi bilmiyorum herkes metrobüs yolunda yürüyor. Öyle kenarından falan değil tam ortasından.Bu nasıl birşeydir hala çözemedim.
O kevaşe içinde söylenecek çok birşey yok aslında. Orada kim olsa aynı şeyi yapardı çünkü tahammül ve sevgi kalmamış. Buna bizde dahiliz. Önümde kadın yürürken saniyede bir arkasına bakıyor rahatsız edici şekilde. Kadının hakkımdaki düşüncesi nelerdir tahmin bile edemiyorum. Ne tecavüzcülüğüm kalıyordur ne sapıklığım ne de katilliğim. Hemen koşarak önüne geçiyorum.
Anlıyacağın sen sana vurmadığına şükret 🙂