Lanet Olasıca Haller
Değerli topluluk;
– Hani otobüstesinizdir, uzun bir yola çıkmışsınızdır, hani “Ulan Allah razı olsun tekli koltuğu uygulayan firmalardan” dersiniz, hani padişahın sol taşşağı gibi yayılmışsınızdır koltuğa, AMA tam o esnada önünüze oturan, yaklaşık 500 kilo civarındaki muhterem koltuğu dayar ya bünyenize… Muhteşem bir yolculuk piç olmuştur ya artık… Lanet olsun demekten başka yapacak kalmamıştır ya!
– Yine otobüs, yine rahat bir yolculuktasınız. Otobüse çok para verdiğinizden mütevellit, telefonla konuşmak serbesttir ve yan koltuğunuzda oturan liseli genç kız gecenin o saatinde telefonda saatlerce konuşmaktadır ya sevgilisi ile… Yeteeerrrr! diyerek saçını yolmak istersiniz ama o sırada uykuya dalmışsınızdır ve yanınızda saatlerce konuşan o cırtlak sesi, rüyanızda dış ses olarak dinlersiniz ya… offf diyorum!!!
– Mola verilmiştir güzel yolculukta. Ufak bir çay içeyim kendime gelirim dersiniz. Tam da çayınızı yudumlarken hatırlarsınız ki o mola yerlerinde demlenen çaylara katılan karbonat mıdır her ne haltsa midenizi bozacaktır ya… Hani artık çok geçtir… Geri kalan otobüs maceranız bozulan bağırsaklarınızdan çıkacak gazın kokusuz olması temennisi ile devam eder ya.
– Bir de, bizim gibi yanlışlıkla bağırsakcıklarını bozan otobus insanlarının arkasında oturanlar vardır ya. Yazık o adamalara, çoluğa, çocuğa. İçmeyin o çayı diyorum molada…
– Otobüslerde erkek yanına bayan alınmaz ya… Ne kadar kötü niyetli bi milletiz biz yau…
– Bu bahar ayları, insanoğlunun (canoğlan bu kümede yer almıyor) doğa anayı sevdiği aylardır ya hani… Hani bu güzelim ilişkiyi sivrisinekler çekemez ve güzel bir sohbetin içine eden 3. kişi edasıyla baharın tüm çekiciliğini kaldırır ya ortadan…
– Hani polen alerjisi vardır ya bahar ayında başlayan. Hani 3 ay boyunca 7-24 burun akıntısı, göz kaşıntısı, geceleri nefessiz kalarak uyanmalar, halsizlik, sürekli bir uyku isteği yapar ya bu alerji. Yaşamayan bilemez…
– Hani toplu taşıma araçlarında sürekli hapşuran, gözleri kan çanağı olmuş, elindeki ıslak mendilin kuru bir yerini arayan kişiye yanında oturanlar “domuz gribi galiba” edasıyla yaklaşıyor ya son günlerde…
– Hani bu lanet olası alerjinin lanet olası ilaçları hiçbir işe yaramadıkları gibi adamda, prospektüste yazdığı şekliyle agresyon, türkçe ifadesi ile sinir yapar ya… Hani o ilacın içildiği andan itibaren biiirrrr saat boyunca duvarlar üstünüze gelir, tüm konuşmalara ters tepkiler verilir, sinir stres tavan yapar, kendini kızgın kumlardan serin sulara atmak istersin ya…
Lanet olsun!
altkümelerden çıkacağım teker teker : )
yazin yazin böyl tr deki yolculuklari..cok cok cok hosuma gidiyor =)
hehe.. erkek yanina bayan, bayan yanina erkek oturtulmuyormu otobüslerde ? bu ne ya..haremlik selamlik gibi.. oldu olacak kadin-erkek otobüsleri ayarlansin ayri ayri.. =)
ayakkabıyı çıkarıp ayakların rahatlıkla nefes aldığı, darlanmadığı ve çıkabilecek olası nahoş kukuların yok edildiği havalandırma sistemine sahip otobüs firması istiroum ben tek kişilik koltuğa ek olarak, parası neyse vericem yeminlen. “uzun yolculuklarda ayaklara özgürlük” mottosuyla güzel bi çıkış yakalabilirler bence.
ay iğrennçç kıroooo tepkisi verenler umrumda değil 🙂
bugün tcdd sitesine girdim ve ankara-kars-ankara yataklı vagonda gitmek için rezarvasyon yaptım. tek kalmak için 4 yatakli odayi kendi adima rezerve ettim. bir saat sonra aradilar ve “yolcularin isimlerini” sordular. “tek gidicem” dedim. olmaz dedi telefondaki bayan… nasil olmaz kardeşim “tek” gidicem yaşım 18 den tam 18 büyük gidicem dedim. kadın yaşın kaç olursa olsun “yolcu ismi vereceksiniz “dedi… ya sabır çekip “hanımefendicim ben odayı tek başıma tutuyorum, başkasını almayacam, tek yolcu benim 4 yatak parası vericem” dedim. kadının cevabı “sisteme 1 isim ancak 1 yatak için girerim siz tek binersiniz ama sonra tren dolunca 3 kişi gelir” dedi. ulan dedim tanıdık birisi tcdd de çalışıyor herhalde. benle kafa buluyor ismi görünce diye düşündüm. daha fazla telefonda karşımdakine fırsat vermemek için tamam yaz yolcuları diyerek 3 isim salladım. Kadın evet, evet diyerek 20 saniye daha hımmm evet sesleri çıkardı ve “bakın işte bu kadar neden saklıyorsunuz diğer yolcuları, bir sakıncası mı var, artık rahat rahat yolculuk edersiniz, kimse girmez odaya” dedi. ben de nasılsa taşşak pozisyonu “ya kardeşim kan davası var, bunların ismini yazmasan iyi olurdu” dedim… kadının cevabı “hadi ya” olup kapadı… ya dedim ne camia, tcdd de bile tanıdık var, ibne işi gücü bırakıp benle dalga geciyor diye düşündüm. 30 dakika sonra telefon yine çaldı arayan numara Ankara… Gar polisi… “kan davası ve yolcuları” sordu. dedim kardeşim kapat ben seni arıyorum. aradım “hasss hakikaten polis, karı gidip polise söylemiş. 15 dakika polise durumu anlattım, herif yarıldı gülmekten, kardeşim kusura bakma, sen bu kadını görsen bize hakverirdin”dedi. dedim abi söz gelicem ve görecem o kadını…
Bu polen alerjisi sonradan çıkabilen bir şey miymiş acaba? Ulan 25 küsur sene baharları ehehe mekeke diye gezinen ayı gibi bünye, bir kaç yıldır mevsim değişimlerini hapşu egemenliğinde geçiriyor. Yazıklar olsun!
otobüslerde bayan yanı (bayan ne bu arada ya kadın kardeşim kadın!!) diye bir kavram var ama uçakta yok mesela. Otobüs yolcuları potansiyel sapık da uçak yolcuları medeni mi oluyor? Bunun böyle olduğunu düşünenler var malesef bu ülkede…
Aslında o otobüse binen sapık uçağa binen medeni ayrımı değil de otobüs yolculuğunun uzun sürmesi sebepli olabilir belki. Uyku problem olabilir mesela öyle bir durumda cidden.
Bazı otobüs firmalarının genişçe koltuklarından olsa gerek, sakınca görmeyip bu ayrımı yapmamışlar. Hatta biletimi almak üzere gittiğim Varan firmasındaki yetkili ”yalnız kadın-erkek yer ayrımı yapmıyoruz koltuklarda, bir sakıncası yok di mi?” diyerek olası tehlikelere(!) karşı beni uyarmıştı. Tabii insanın amacı o an, bir an evvel sevdiceğine kavuşmak ise yanına eli ve aklı bir yerinde olan yurdum erkeği tiplerinden birinin oturup oturmayacağı ihtimalini düşünemiyor. Evet, saçma. Evet, komik bir uygulama. Ama çokta yadırgadığım bir uygulama değil. Neden? Bu ülkede metroda bile giderken yanına oturmuş erkek tarafından ”tanışalım mı?” muhabbetine maruz kalan kadınlar var. Ayakta gidersin, bir güzel. Ee, hadi ayakta gidiyorsun, otobüstesin, balık istifi gibi dizilmişsin. Başka turlu sıkıntılar olabiliyor hala ve hala!. Bu listeyi yeterince uzatılıp, sonucu şehirler arası otobüs yolculuklarındaki yer ayrımına getirilebilir. Çok özür dilerim, erkeklere potansiyel sapık gözüyle bakmak gibi bir sonuç çıkarılmasın. Altı üstü bir yolculuk, ne yani denebilir, diyorum. Fakat, bu durumunun şaşkınlık vermesine daha çok şaşıyorum. Otobüslerde kadın-erkek yer ayrımı yapılabiliyor. Ne yani, çok mu şaşırdın!? Benim ülkemde hala töreden, namustan; kadınlar, gencecik kızlar, erkekler öldürülüyor, bilmem haberin var mı? Benim ülkemde hala kadına yolda yürürken laf atıp eğlenebilen erkekler var. Neyse, fazla dert etmemek gerekir, hemcinslerimizden bile rahatsız olabiliyoruz bazen, zira yanına hemcinsi oturdu diye sevinebilecek, sizi uzun yolculuğu boyunca hayallerine sokabilecek bir kesimde mevcut. 🙂
Ucak yolculugu memleketi dogudan batiya gitsen bir bucuk saat suruyor en fazla. Otobuslerde olmasinin sebebi uzun yolculuk olmasi olabilir reis. Neticede karsi cins gibi usturuplu uyuyamiyor cogumuz.
Her erkek potansiyel sapıktır.
Olayi o kadar da basite indirgememek lazim alf, ama su da bir gercek ki burasi bir Iskandinavya ulkesi degil, en hasindan bir ortadogu toplumuyuz…
Ne diyorsun ya 🙂
Geçen senelerde Kayseri’li bir arkadaşım Kayseri’den İstanbul’a geliyor. Otobüse bir kız binmiş Ankara’dan. Kız da çocuklu bir kadının yanına düşmüş. Kız rahatsız olup 2-3 sıra arkadaki bir erkeğin yanına oturmuş iznini isteyerek çocuğun. Neyse muavin gelmiş, siz beraber misiniz diye sormuş. Yok demişler. Kız izah etmiş çocuktan rahatsız oldum buraya geldim demiş. Adam da biz de kurallar var, kadın kadınla erkek erkekle oturur lütfen yerinize geçiniz demiş. Kız ben burada oturmak istiyorum dese de muavin bu sefer daha sert söylemiş 🙂 Neyse bolu dağında mola verilmiş, kız gene oğlanın yanına geçmiş. Muavin gelmiş, “Siz beni katil mi etmek istiyorsunuz. Kız kızla erkek erkekle oturur lütfen yerinize” demiş
alf sensin lan 🙂 Yazımda her Türk erkeği diyerek söze girecektim yalnış oldu. Sadece Absinthe’in yazısından bir bölümün cevabını verdim içini rahat tutsun iyi sallasın diye:) Bu bir gerçek hangi Türk erkeği yanına güzel bir kadın oturduğu zaman 15 saat yolculukta aklına birşey getirmezki.
Abi, o sekilde dusunursek, zaten 15 saatlik yolculukta yaninda guzel bir kadin oturmasa da olur. 15 saat az bir sure degil, hatta Isvicreli bilim adamlari da diyor, erkekler 24 saniyede bir seks dusunurlermis. Yol boyunca 2250 kereye denk gelir bu 😀
Abi sadece erkeğin cinsel dürtüleri olarak bakmayın bence, yani ben yanımda -güzel, seksi, genç, yaşlı, çirkin farketmez- bir kadın otursa rahat rahat uyuyamam. Böyle yayamazsın bacakları, anam bacağım bacağına değer de bana sapık derse filan diye kontr-cinsel bir yanı da var.
Bak bu da konuşulması gereken bir konu ya. Abi, ne bileyim otobüs bekliyorsun, yanına bir kız oturuyor. Şöyle bir bakıyorsun, yani gayrı ihtiyarı, hani erkek gelse de bakarsın yani. Ama kızsa rahatsız oluyorsun ya, sanki aha şimdi ona baktığımı düşünecek, bana pis sapık diyecek, ona bakmamalıyım, bakmamalıyım gibi.
Aynısı kızlarda da oluyor kesin, aha bana bakıyor diye. Ama burda ikiye ayrılıyor kızlar. “Ehehe beni beğendi” ya da “pis sapık bacına baksalar hoşuna gider mi” filan tepkisi. Üff ne bileyim, garip.
kontr-cinsel mhuahua iyiymiş. ya ben mesela konuşkan biriyim, insanlarla ilişkilerim iyi, tanımadığım insanlarla da gidip konuşabiliyorum ya da yanımdakiyle muhabbet açabiliyorum. peki yanımdaki kızsa susmam gerekir, yoksa sapık gözüyle bakar bana gibi bir doğa kanunuyla çevrilmişsek ne anladım ben özgürlükten. türk erkeğinin çocukluktan itibaren, koşulların da yüzde olarak yüksek bir etkisiyle nasıl yetiştiğini biliyoruz. o yüzden konan kuralların bütün erkeklere dayandırılması rahatsız ediyor beni. çeşme’den dönerken yanımda bi tane kız vardı, laptoptan dizi izliyodum dedim sen de izler misin, izlerim dedi kulaklığı paylaştık izledik. o da rahat ben de, şimdi bunu başkasına desem o da muhafazakar çıksa gitse şikayet etse falan ya da şikayet etmese bile bilinçaltındaki korkusunun gazıyla içine atsa başka yerde paylaşsa. karışık.
bu arada alfret, yalnış değil yanlış.
Ulan ben bu İsviçreli bilim adamları kadar aylak insan görmedim. Bir de balıkçıların elleriyle ilgili araştırma yapanlar vardı, onlar nereliydi? Norveç mi?
Bir keresinde ben İzmir’den İstanbul’a geri dönerken (Yılbaşı ertesi olduğundan otobüs çok tenhaydı) karşı sıramda, üç koltuk ön tarafta biri İngiliz, diğeri Pakistanlı bir çift yolculuk ediyordu. Bu ikisi arasında cima öncesi vaziyetler olunca arkadaki Japon ikili rahatsız oldu. Muavine söylediler. Muavin de kibarca uyarmaya çalıştı ama dil bilmiyordu. En sonunda Japon “Lütfen otele kadar bekleyin” dedi. Kadın “Neden? Siz de mi geleceksiniz?” diye sordu. Bir an kendimi 3 boyutlu konulu film izliyor sandım. Neyse ki mevzu uzamadı. Mola yerinde Japonlarla hasbıhal ettik. “Emmanuelle’in uçakta geçen bir sahnesi vardı” dedi bir tanesi. “Muhafazakara bak a…. k….” dedim içimden.
canoglan seninde yaşaman yaNLış ben birşey diyormuyum?
@absinthe
neozepron demiş ki:
Geçen senelerde Kayseri’li bir arkadaşım Kayseri’den İstanbul’a geliyor. Otobüse bir kız binmiş Ankara’dan. Kız da çocuklu bir kadının yanına düşmüş. Kız rahatsız olup 2-3 sıra arkadaki bir erkeğin yanına oturmuş iznini isteyerek çocuğun. Neyse muavin gelmiş, siz beraber misiniz diye sormuş. Yok demişler. Kız izah etmiş çocuktan rahatsız oldum buraya geldim demiş. Adam da biz de kurallar var, kadın kadınla erkek erkekle oturur lütfen yerinize geçiniz demiş. Kız ben burada oturmak istiyorum dese de muavin bu sefer daha sert söylemiş :) Neyse bolu dağında mola verilmiş, kız gene oğlanın yanına geçmiş. Muavin gelmiş, “Siz beni katil mi etmek istiyorsunuz. Kız kızla erkek erkekle oturur lütfen yerinize” demiş
neo tam olarak örneklemiş benim demek istediklerimi.
Olay bir kadının nereye oturmak isterse oranın verilmemesi. Bir erkekle bir kadının yanyana gelmesinin yadırganması. Herkesin aklından “ahanda şunlar var ya yanyana oturdular, şimdi sevişcekler. Molada kaybolucaklar ortadan” diye aklında binbir fantezi kurması. Sonra da bu fanteziler üzerinden kendi ihtiyaçlarını gidermesi…
Yoksa bir kadın, kadının yanına oturmak istiyorsa otursun.
Ulvi, senin gibiler yuzunden yasak zaten erkek yanına bayan oturma olayı… Senin “hadi beraber dizi izleyelim” şeklinde söylemde bulunduğun, yanıbaşında oturan kimliği berlisiz bayan hakkında kesin farklı düşüncelerin vardı ki bu teklifi sundun. 500 kiloluk, senin yaşında bir hanfendi olsaydı senin yanındaki yine de teklif eder miydin??
Ek olarak:
Sen ne zaman adam oldun da yazı yanlışlarını düzeltiyorsun???
Son olarak:
Şu Kayseri ve Kars hikayeleri harbi iimiş. İzmir – İstanbul seyehati de Temel’in fıkraları gibi:)
Ulvi’ye Not: Bak “iyiymiş” değil, “iimiş” yazdım. Düzelt bakım…
ahahahahahahahahahahah
“hadi beraber dizi izleyelim” nedir ya? hahahha
“izlerim dedi kulaklığı paylaştık izledik. o da rahat ben de”
şimdi ulvicim bu kadar da değil hakkaten, bu sosyal hareketi yapmanda kız olmasının hiç mi etkisi yok? kıllı geniş bi dayı olsa da birlikte dizi izleme teklif etkcek miydin, hani yabancılarla hemen muhabbete giren sosyal kişliik olarak :)hadi teklif ettin diyelim onla da karşılıklı rahat olcak mıydınız haha
bir de rahat rahat izlemişler sonra, seni gidi dünyanın en çağdaş toplumunun en sosyal kişiliği seni 🙂
Absinthe yazmis..
“..erkek yanina bayan, bayan yanina erkek oturtulmuyormu otobüslerde ? bu ne ya..haremlik selamlik gibi.. oldu olacak kadin-erkek otobüsleri ayarlansin ayri ayri.. “ demistim bende ondan önce..
Ülkende olanlardan bitenlerden haberim var. Nede olsa orasi benimde ülkem sayilir.Fakat orada yasamadigim icin, hic orada uzunca bi süreligine yasamista olmadigim icin günlük hayatta böyle ufak tefek seyleri bilemiyorum, dolayisiyla sasiriyorum bir takim uygulamalara,hareketlere vs..
Haberlerden, gazetelerden anlatmalardan ve kitaplardan vs ne kadar ögreniliyorsa o kadar bilmeye calisiyorum ülkemde olan biteni..
Sende hak verirsinki böyle otobüste kadin erkek ayrimi seninde saydigin töre cinayetlerinin, kadinin hala daha düsük bir statüde görülmesinin ufakta olsa bir parcayi ve o sorunlarin yasidigi yine farkli bi mekan.. basitte görünse: otobüs iste.. ama altinda neler yatiyor..
“..haberin varmi ..? “ diye sormussunda..o yüzden cevap verme geregi duydum.. umarim bundan sonrada birsey sordugumda abes kacmaz..
“Haberin var mı ?” sorusu ulkesi sayılanlar için degil, burada yasayıpta buna anlam veremeyenler için bir serzenisti. Fakat, buna ragmen cevap verme geregi duydugun icin tesekkur ederim.
Ucak sadece Turkiye icinde mi calisiyor lan, ucak yolculugu kisa ne demek? 9 saat kesintisiz ucusta yani basimda bir bayan vardi, Turk olmama ragmen hic sapik muamelesi de yapmadi. Insallah giderken iki tane Alman hatunun yanina duserim diye dua ediyorum her ucaga bindigimde, ha simdi siz bana da sapik dersiniz, isterseniz diyin. Adam yanina oturup yapisik opecek degil ya, ha adam cok sikistirir, telefon falan ister “fake numara” verip kurtulursun. Ben ne adamlar gordum konusa konusa benim bile afedersiniz kafami siktiler, uyuma numarasi yapip kurtuluyorsun.
yıl 1986,
yaz,
O zamanlar Urfa Cesur diye bir otobüs şirketi vardı, çoğunuz adını bile bilmezsiniz..Yeni evli bir çift, kucaklarında bebekleriyle Urfa’nın (isminden de anlaşılacağı gibi) Viranşehir diye bir beldesine gitmektedirler..bir plastik maşrafa, bir cam bardak, herkese aynı bardaktan su ikram edilmekte..otobüs ne kadar köy, nahiye, bucak varsa hatrı kalmasın diye kayırmadan hepsinde durmakta..en önde boktan bir vantilatör, o kavurucu sıcakta kimi soğuttuğunu zannediyor belli değil..
genç çiftin yanında 7kişilik yöresel bir aile..sadece 2 bilet alınmış, çocuklardan sığanlar kucakta, sığmayanlar koridorda..öyle ki mola verildiğinde üstlerine basmadan inebilmek için azami kuvvet serfedeceksin..molada alınan lahmacunların yolculuk esnasında çoluğa çombağa paylaştırılması sonucu zaten boğucu olan havanın aldığı hali düşünün deyip hayalgücünüzün sınırlarını zorlamanın alemi yok..
hayatında marmara bölgesinden ötesini görmemiş genç kadın, pencereden çorak topraklara bakıp sessiz sessiz ağlamakta..eşinin, gene bir duraklama anında otobüsten inip sigara içmesini (ki o zamanlar otobüste de sigara içilebilmesine rağmen saygıdan) fırsat bilen saçları limonla taranmış ter kokulu muavin genç kadına yaklaşır ve bu sefer hıçkıra hıçkıra ağlamasına sebep, olanca şivesiyle der ki;
-voooohhh baciiim, niya aglıyirsen, bizim oralar o kadar da kötü deegeldir..