Fatik Askerde – 1
Genelde telefonda konuştuğunda, nette konuştuğunda sorulan sorudur. Askerlik anlatılanlara göre benim için rahat geçiyor. Tuvaletler, banyolar, yemekler, koğuşlar anlatıldı. Hatta korkutulduk. Tuvaletler lisedeki tuvaletlerimiz kadar temiz. Banyolar, bence iyi. Evimizdeki, oteldeki duşları beklemiyordum zaten. Ama yine de ilk başta korkudan ilk 3 gün duşa gidememiştim. Sonra baktım olmuyor. Gittim duşumu aldım. Koğuşlarda 20 (-1) kişi kalıyoruz. Koğuşlar Ruslardan kalma. Kalma derken ev değil koğuşlar 🙂 At ahırı koğuş olmuş. Biraz dar olduğu için iç içeyiz. Bir de tek pencere var. Botlar ve çoraplardan kaynaklanan koku ile geceleri zor duruma düşüyoruz. En büyük duamız yatarken gece kalkmamak. Bir de horlayan çokmuş. Hatta İbrahim Hocam ilk günlerde bayağı rahatsız olmuş. Daha sonra bir gece kendisini horlarken yakaladım (Üzüm üzüme baka baka…) Yemeklere gelince en büyük problem. Aç kalıyorum diyebilirim. 11 Ağustosta ziyafetle uğurlanırken, 12’sinde İzmir Köfte ile cırcır olabiliyorsunuz 🙂 Askere gitmeyenlere en büyük tavsiyem İzmir Köfte yemeyin.
Tugay Karargah bölüğünde 37 Kısa dönemdik. Toplamda Sarıkamış’ta 184 (sanırım) kısa dönem asker var. Biz karargahta rahat bir askerlik geçirdik. Komutanlar o kadar bizi zorlamadılar. Sağa sola dönme aksiyonlarını saymazsak. Silahlı eğitime erkenden geçtik. Hatta 14 kurşun harcadık. 25-200 metre gündüz, 50 metre de gece atışı yaptık. Tugay gazinosunda Digitürk vardı. İştimalar olmadığı sürece maçları izledik. Ama bölüğün en kötü yanı iştima idi. Koca iştima 1:30 saatte alınamıyordu. Bazen cezalı durumda maçlar kaçıyordu. Acemilikte öğrendiğimiz askerliğin %75’i iştimalarla geçiyor olduğuydu. İlk günlerde şafak sayma modundaydık. biri 155 saydı biri 158 🙂 sonunda karar verildi. En uzun askerliği Ağustos döneminde gidenler yapıyorlar. En kısa Aralıkta 🙂 Tip tip insanlar mevcut. Ama diğer kısa dönemlere bakınca, bizdeki 37 kişi gayet anlayışlı insanlar. Yine de problemler çıkmadı sayılmaz. Kuru diye bir karakter vardı uzun dönem. Askerliği bitirdi biz acemi iken.
Diğer arkadaşlara gelince, hepsi çok iyi çocuklar. Tek tek isimlerini sayamayacağım.
Ne yaptın ulan askerde diye sorduğunda, hemen sıralıyoruz.
1- Küfürlü kelimeler hayatına giriyor. Hatta herkes bunları cümlenin sonuna yüklem olarak ekliyor.
2- Ot yolma gibi meslekler ediniyorsunuz 🙂
3- Bulaşığa da girdik. Krallar gibi yıkadık. 🙂
4- Hergün traş olmak zorunda kaldık. Böyle bir problem mevcut oldu 🙂 Özellikle benim gibi sakallarını uzun süreler kesmeyen bir insana.
5- Futbol en kral spordur çünkü başka yapabilecek spor yok 🙂
6- Milli Maç mı Kemal Sunal filmi mi diye tartıştığın adamları tanıyorsun 🙂
Sarıkamış’a gelince, gölgesi donduruyor, Güneşi yakıyor. Gecesi hasta ediyor, gündüzü yakıyor. DEğişik memleket. Kargası bol. Çarşıya çıktım. Çok büyük çarşısı var. Yaklaşık 15 dakikasında her yerine hakim olabiliyorsunuz 🙂
Şimdilik bu kadar. Yeni yerimle ilgili bilgileri daha sonra vereceğim
Hadi sağlıcakla kalın 🙂
Bu kadar çok güldüğüne göre keyfin yerinde. Heytt be kardeşime bak… Olm gel de şu Fenerbasket’i açalım artık 🙂
fenerbasket icin fatik’i mi bekliyoruz, oldu olacak benim donmemi bekleyelim lan.
Fatih’in iyi olmasına ve yazmasına mı sevineyim, Fenerbasket’e mi şaşırayım, bilemedim. İkisini de yaptım 🙂
Çok net konuşmak istemiyorum ancak haftasonu fenerbasket.com tarafında bir gelişme olabilir. Öyle ümit ediyorum.
Resuk yuzunden konudan uzaklasmisiz bak. Baris abi fatih iyi demis ama heralde bu kaniya varmak icin askerligi yapmak lazim 🙂 Lakin fatik 120 tane smiley kullanmasina ragmen her yazdigi cumlede beni hafakanlar basti. Her gun tras, bulasik yikama, amel eden kofte, 20 kisilik odada horlayanlar, corap kokusu… off ruyama girer lan bu. Mezun olunca is bulamasam da 3 seneye tamamlamak icin mcdonaldsda calisirim yeminle. 21 gun yemek yemem, piskuvuyle idare ederiz, 21 gun tuvalete de gitmem, biriktiririm, cikista butun bir heykel olarak cikaririm.
🙂 Ben “Beterin beteri var”dan hareketle öyle demiştim zaten. Örneğin bir istihkam taburunda olmaktansa, küçük çaplı birlikte görev yapmak daha iyidir. En azından bana yaradı 🙂 “Herkes 1. Sınıf Askeri Cezaevi’nde yapar inşallah” diyeceğim ama bir an düşünüp, demiyorum 🙂 “geşiştimayaaa” ve “yemeğgeldiii” sesleri geldi aklıma, Fatih’in yazdıklarını okuyunca. Kolay gelsin kardeşim. Güneş doğar, dağları gölgeler bu renk 🙂
Askerde en çok tartıştığım konulardan biri “iştima” mı “,içtima” mı meselesiydi. Doğrusu “içtima”dır derim.
Ve hayırlı tezkereler dilerim. Dikkat ettiyseniz, bu şafaktan sonra ben mi içtimaya çıkayım demedim 🙂
Evet, dogrusu “içtima”.
Cem kokunden geliyor o da; cami, cuma, cemaat, mecmua, cumhur ve sair kelimeler gibi…
Lakin “geşiştimaya” öbeği daha bir kolay geliyor sanırım. Yarısı kamuflajlı, çeyreği mavi pijamalı, son çeyreği aşortman (bu da böyle söyleniyor, yapacak bir şey yok) ağırlıklı serbest giyimli bir bölük adamın “Bir, ki, üç…” diye devam eden bağırması ve söylemeyi unutan bir salak yüzünden tekrar tekrar sayılması da cabası. Sonra Barış, sen neden şiddet yanlısısın. Lan ne yanlısı olacaktık. Neyse 🙂
Şöyle anlatayım ikinci kısmın özetini. Sabah 7’den akşam 10’a mesai, bilgisayar başında. Yarbay ve yoğun olmadığım sürece internetim mevcut.
Erkan, bence en güzelini yaparsın 3 yıl Amerikada çalışırsan. Bu saatten sonra bende yapabilecek birşey olmadığı için şartlara uyum sağlamaya çalışıyorum 🙂 Gayet de sağladık.
Reşat, ne yap ne et, 4 yıllık bir okul bitir abi. 15 ay hakkaten çekilmez. Sana hiç gelmez.
Bir de “parke” mi, “parka” mı sorunsalı vardır. Rüzgar ceketi diye tabir edilen bir olay var. Ona asker dilinde “parka” diyorlar, ama bazı arkadaşların dili dönmüyor herhalde, tyahut yanlış öğrenmişler zamanıdan ısrarla “parke” diyorlardı.
Ulan daha askerden geleli 4 ay oldu ama sanki 4 yıl önce gidip gelmişim gibi. Vay be!
Öyle bir imkan varsa, Fatih’e can-ı gönülden katılıyorum, Reşat. Normal örnekleri bir yana koyarak, 15 ay askerlik yapmış birisi için bana bakabilirsin. Bu yeterli olur sanıyorum 🙂
Fatik, bu mesajı okuyabilir misin bilmiyorum. Galeriselvin işini napmıştık biz? Beni aradılar bugün de, ne diyeceğimi bilemedim.
:))
gümüş sularda yanar altın bir çelenk
hasret dolu bir sıla gönlümüzde cenk
süngüler parlasın ufkun üstünde!
hobareyyy