halı saha

Hobi olarak gene yap…

Hobi olarak gene yap…

Hayır, ben sana top oynama demiyorum ki; hobi olarak gene oyna. Ne bileyim, Bursa’da otomobil fabrikasında düzenli bir işe gir, Tofaş olur, Renault olur; Cuma günleri şeflerle filan halı sahada oynayın işte… Hatta bak ne diyeceğim; düzenli hale getirin, her Cuma 10-11 abone olun kardeşim. Ne güzel işte, ter at, koş, vur, düş, kalk… Ama yapma abicim, milyon tane seveni, üzüleni, güleni, ağlayanı, eşref saatini…

Yazmayalı da epey olmuş be günlük!

Yazmayalı da epey olmuş be günlük!

“Sana da yazmayalı epey oldu be günlük!” diyordu ortaokullu bir genç uzak bir coğrafyada… Ben mi? Yok canım, şimdi elle, kodla yarattığımız bir internet sitesine 3-5 gün yazmadık diye pişmanlık mı duyalım? Duyalım tabii, eşşoğlusu! Yazmıyoruz etmiyoruz ama, neler neler yaşıyoruz bir bilsen be günlük! (Haha, bak hala!) Hacı ben şimdi sigarayı bırakmış ve neredeyse bir aydan beri içmeyen birisi olarak abur cubura verdim kendimi….

Ajanda

Ajanda

14 Eylül 2009 Pazartesi – Deplasmandan gel. Kahve iç. – Okulun ilk günü. Alt dönemleri gözlemle. Fiziksel gelişmelere hakim ol. – Kendine temiz bir önlük bul. Koca herif oldun. – Yanlışlar yapıyorsun. Yanlışlar yapma. – Okuldan çık. Klan’a git. İç. – Uyu bi’ ara.

Avcılar’a Bir Baş Gerek

Avcılar’a Bir Baş Gerek

Çok sevdiğim bir dostum yakarıyordu; “Başsız kaldık ağabey…” derken gözünde alevlenen o hüzünle harmanlanmış isyan, bir yüce dağı delik deşik edebilecek kudrete haizdi. Fakat çaresizliği vücut diline yansıyor, elleri başının üzerinden yüz hatlarından bir çarşaf gibi kayarak parmak uçları çenesinin altında birleşiyordu. Üşüyordu. Soğuktan değil, yalnızlıktan üşüyordu.

Fasulyeden halı saha maçları-1: Adamın “gol” diyor…

Bu cümle kalıbını bilmeyen yaşıtımız yoktur sanırım. Gazozuna oynadığımız mahalle maçlarının beylik cümlelerindendir. Rakip takım oyuncusu pataküte hücumdan sonra bizim kaleye gelir, topu da ağlarımıza -ne ağı lan mahalle maçında?- gönderir. Bir sevinç yumağı oluşturup, “nasıl da koyduk” makamından bir türkü çığırırken tam da o sırada bir karışıklık hasıl olur ya da oldurulur, “ne golü lan, taşüstüydü” denir. Rakip takımın fuleli forveti “kabak” gibi gol…