Amerika: Ne güzel bir ülke ismi

Ne zaman birşeyler yazmaya otursam klavyenin başına
Küfrü basasım gelir Amerikan orospu çocuklarına…

Pardon, kendimi tutamıyorum, şiire bayılıyorum…

Ne zaman bir şeyler yazmaya otursam klavyenin başına, hep olumsuzluklarla dolu bir dünya takılır kalır aklıma. Paranoyak oluyorum; yağmurun yağması, benim günümün kötü geçmesi ve küreselleşme hakkında öyle bir bağlantı kuruyorum ki, kendimden şüphe eder olur, aynada dakikalarca bakakalırım yüzüme.

Her türlü konuda gözümü kırpmadan ABD’yi, KÜRESEL ekonomiyi suçlamaktan çekinmem. Nasılsa benimle aynı fikirde olan bir sürü kolpa da var etrafımda. Tabii olumsuz diye adlandırdığım konularda ABD’yi (USA) suçlamamın en büyük sebebi, yıllardır ABD’nin öcü diye başa kakılması (aynı olay Milli Görüşçüler için Siyonist İsrail olmuştur) hâsıl olagelmiştir.

Şu günlerde ABD’ye küfretmeyen birey, cemiyet, millet, devlet yok sayılır. Ama hangi tanrının iradi kararı ise ABD hep söz sahibi, karar verici. Neredeyse dünyanın her yerinde üsleri var. Misal: Guantanamo, Küba.

Dünyanın bu kadar sinirli olduğu ABD hangi akla hizmet başımızda? Fakülteden hocanın biriyle bir muhabbette şöyle cümleler sarf edildi: “Adamlar dünya ekonomisinde söz sahibi olmuşlar. Likit paranın çoğu ellerinde. Amerikan bir yatırımcı ülkende iş yapmıyorsa durum kötü. Kısaca sıcak para akışı ellerinde.” SICAK PARA, ne kadar güzel bir söz. KEŞ, NAKİT… Hangi faninin dini, felsefesi, gömleğinin rengi değişmiyor ki bu sözlerle?

Bu kadar bağımlı oldukça, her borç isterken “elinin kiri değil mi?” dediğimiz kâğıt parçasına her şey mübahtır bizim gibilere…