Dea at work: Halk Bankası noldu?

“Bahar da geliyor inceden” diye gevezelik etmeye fırsat bile bulamadan bugün “Yaz gelmiş ulan” derken buluverdim kendimi. Akşam 6 sularında işten çıkıp pert vaziyette kapkaranlık, buz gibi havada servise doğru yürüyordum birkaç gün önce. Bugün çıktım binadan, sanki saat 13:00’de yemeğe çıkmışım gibi. Hava aydınlık, güneş sırtıma sıırtıma vuruyor, aynı pert vaziyet hakim bünyeye ama mevsim başka. Servise biner binmez terlemeye başladı bizim hantal vücut. Ee, işte yaz bu!

Tabii bu havalar insanın kanını böyle ısıtırken son isteyeceğin şey çalışmak. Düşün ki öğleden sonra saat 2’ye doğru lütfedip uyanıyorsun, kamaşmış gözlerinle şöyle bir sokağa bakıyorsun, üstünde boxer olduğu halde mutfağa, buzdolabına gidip buz gibi vişne suyunu löpür löpür içiyorsun, hemen bir çay koyuyorsun kendine, sonra bilgisayar başına oturup saatlerce Call of Duty oynuyorsun… Yok böyle bir keyif… Bana ne Ulusal 100 Endeksinden, 2012 vadeli Eurobond’dan…

Bir tane gıcık herif var, hergün en az 5 defa arar. “Halk Bankası noldu Deacigim?” Yalan oldu Halk Bankası, indirmişler kepenkleri şimdi sahilde fink atıyorlar anasını satayım. Diyemiyorsun tabi… 8.05/8.15 kademesinde İlhami Bey, bu kadar alıcı, şu kadar satıcı, bik bik bik ötüyorsun. O da diyor ki “Deacigim sen çalış yavrum, ben bir Bebek yapıyorum, çay içip gelcem” Haydaaa… Bana ne lan? Bana niye anlatıyorsun? Git ne bok yiyeceksen ye kendi başına…

Cuma günleri de klasik; “Haftasonu napıyorsun Deacigim? Ben bir Polonezköy’e kaçıcam. Halk Bankası noldu?” Defol git Allahını seversen ya, git bir daha gelme bana doğru. Manyak herif…